17 Ocak 2011 Pazartesi

Gectigimiz Uc Ayda Neler Yaptik?

Sevgili Dostlar,

Uzun zamandir gunlugumde yeni bir yazi yayinlamadim. Amerika'ya gelmek uzere yola cikmadan once basladigim bu internet guncesi, ne yazik ki bir kac yazi ekledikten sonra oylece birakilip unutulacakmis gibi gozukmeye basladi.. Yola cikarken, daha once de belirttigim gibi her hafta bir degerlendirme yazisi yazmayi ummustum. Ilk haftalarda yerlesme yorgunlugu icerisinde aksadiktan sonra, okulun yogun temposu arasinda kayboldu. Sonra sanki her ay en azindan bir yazi yazacagimi dusunmustum. Ancak bundan bir onceki yazim, digerlerine gore oldukca az goruntulendi ve neredeyse hic yorum almadi. Hem konusu belki biraz sikici idi, hem de dili sanirim biraz karisikti. Bir de, o yaziyi yayinladigim esnada, bir kac haftalik yogun bir calisma temposundan yeni cikmistim. Internet uzerinde uc haftalik bir yokluktan sonra feyzbuk sayfama yapistirdigim baglanti daha onceki yazilarima ilgi gostermis olan bir cok kisi tarafindan gorulmemis olabilir. Bu ilgi azalmasi, yazilarima devam etmek icin hevesimi tahminimden de cok kirdi.

Bundan baska, Kasim ayi, artik yavas yavas dusunce ve duygu dunyamizin daha fazla burada kurdugumuz iliskilere donmeye basladigi bir doneme de denk geliyordu. Artik hatiramizin derinliklerindeki ya da cevrimici aglarin bagladigi dunyanin obur ucundaki dostlarimizin yani sira, buradaki hayatimizi birlikte surdurdugumuz arkadaslarimizla olan paylasimlarimiz gundemimizi daha cok doldurmaya baslamisti. Bunun uzerine tabii doktora programinin hic azalmayan yogunlugu; donem sonu calismalarinin teslim zamanlarinin gelmesi ile artan sinirsel gerilimim ve artan calisma temposunu da eklemek gerekiyor. Nihayet donem arasinin rahatliginda, bir de ustune gundelik hayatin temposundaki hafiflemeyle yasantimizda birikmis olanlari bol bol, ardi ardina yazdigim yazilarla paylasmayi ummustum. Binghamton'daki guzide evimizde gecirdigimiz su gectigimiz haftayi umdugum kadar verimli kullanamadim. Ama en azindan hatiratimi sevdiklerimle paylasabilmek icin yasadiklarimizin genel bir oykusunu yazmak isterim..


Sonbahar'in sonlarinda, en onemli mevzu olarak sanirim Cadilar Bayrami vardi. Filmlerde, dizilerde cadilar bayraminin son derece canli, eglenceli ve yaygin bir etkilik olarak kutlaniyor gibi gozukmesinin etkisi ile pek heveslendik. Cocuklarin gelip kapidan seker isteyeceklerini dusunerek bir kac paket sekerleme ve iki buyuk poset de elma aldik. Kendimize cat pat kostum parcalari bile edindik. Bolumumuz lisans ustu ahalisinin ne kadar samimi bir grup oldugundan ve kendi icerisinde ne kadar cok kaynastigindan daha once de bahsetmistim sanirim. Hatta cadilar bayramindan kisa bir sure once yine bizim programdan iki arkadasin birlikte kaldiklari bir evde, ilk yariyil teslimlerinden sonra bir kutlama partisi duzenlenmisti. Orada da hem cok eglenmis hem de cadilar bayraminda hep turlu cesit etkiligin olabilecegini konusmustuk.

Ancak evdeki hesap carsiya uymadi. Cadilar bayraminin oldugu haftasonu, hem derslerden acayip bir bunalti geldi ve dogru duzgun calisamadim; hem de o kadar ugrasmamiza ragmen herkesin nerede nasil eglendigini ogrenemedik. Tanidiklara ulasmaya calistik ama bir sekilde hic bir etkilikten haberimiz olmadi. Sonunda evde kalip ders calismaya calisip da calisamadikca sikintim daha da artti. Ilk defa iste bu Kasim basinda, burada olmaktan sikildigimi dusunerek kendimi kotu hissetmeye basladim. En sonunda, gecenin ilerleyen saatlerinde cikip sehirde biraz dolasmaya ve lisans ustu ogrencilerin gittigi bara bakmaya karar verdik, yakinlarda oturan bir kac arkadasin evini dolastik. Daha haftalar oncesinden ara ara serpistirmeye baslamis olan kar, o gece biz dolasirken biraz daha yogun bir sekilde havalarda ucusuyordu. Nihayet sehirde dolastigimiz yerler boyunca suslemeleri goremedik. İceri soyle bir baktigimiz bar her zamanki izbeligini koruyordu ve bes alti sarhostan baska kimse yoktu. Butun haftasonu boyunca evimize ugrayan coluk cocuk da olmadi.

Tam kendimi kotu hissetigim bu esnada Turkiye'deki Fulbright ofisinden hal hatir soran; yilin bu onemli donemecinde olumsuz hissedebilecegimizi anlatan, moral verici bir ileti aldim. Amerika'nin dort bir tarafina dagilmis, buraya gelmeden once bir cok sefer duzenlenen toplanti ve etkinliklerde tanismis oldugumuz bir cok arkadasin da benzer durumlarla ugrastigini gormek beni kismen rahatlatti. Zaten yeni gelen haftayla beraber derslerin temposu yeniden yukseldi ve elde kalan sekerlemelerin de bolum arkadaslarima sagladigi takviyeyle nesemizi yeniden bulup programla ugrasmaya donduk.

Kasim ayinin en onemli mevzusu da Sukran Gunu idi. Ustune ustluk sukran gununde bir kac gunluk tatil de oldu. Aslinda sukran gunune dair ani ve degelendirmelerimi ayri bir yazinin konusu yapmaliyim. Ustelik bizi evlerinde agirlayan arkadaslardan da bahsedecegim icin bu yaziyi ingilizce yazmamin daha iyi olacagini dusunuyorum. Ama kisaca bahsetmem gerekirse, tatili firsat bilerek iyice yogun bir sekilde calisabilecegimi uman bendeniz ve sevgili zevcemi, bolumden Amerika'nin baska bir yoresinden gelmis ve dolayisiyla bu geleneksel bir araya gelme gununu ilk defa ailesinden ayri gecirecek olan bir sinif arkadasim israrla evine cagirmaktaydi. O kadar cok israr etti ki, sonunda ben de yarim agiz gelebilecegimizi soylemek zorunda kaldim. Halbuki yine tatil olan ertesi gun bolumde ayni sene girmis oldugumuz arkadaslarimiz icerisinde Binghamton'da kalanlarla beraber bir 'potluck', yani herkesin yemek uzere bir seyler getirecegi bir etkinlik duzenleyecektik ve ben iki gun ustuste calismalarimdan ayri kalmayi goze alabilecegimi dusunmuyordum. Planim sukran gunu yemege cagiran arkadasimiza aksam vakti soyle bir ugramak, esas olarak eglenmeyi de ertesi gune birakmakti..

Yine planlarim tutmadi elbette. Gece sabahlamis, sabah 7 gibi uykuya yatmistim. Bir kac saat sonra bizi evine cagiran arkadasim, bir baska ortak arkadasimizla birlikte kapiya dayandilar. Meger sukran gunu yemegi gunduz yeniyormus. Ben zar zor kalkip da giyindikten sonra evlerine gittik ve inanilmaz guzel yedik. Eve dondugumuzde de, calismayi bir kenara birakip, aylardir yapmadigimiz bir seyi yaptik ve bir film izledik. Buyuk ihtimalle hem bu kadar guzel yemis olmaktan, hem de genel olarak rahatlamis olan haleti ruhiyemizden, "Aksamdan kalma" (hangover) filmine cok gulduk ve de bu filmi cok sevdik.

Ertesi gun de, buyuk indirim dalgalarindan yararlanabilmek icin, bir baska arkadasimizla butun gun bir suru alisveris mekanini gezdik. Aksam bolum arkadaslarimizla duzenledigimiz "hep birlikte hazirlayip hep birlikte yiyelim" etkinligimizde de inanilmaz guzel yedik ve hep birlikte cok eglendik. Sukran gunu gercekten benim cok cok zevk aldigim bir surec oldu. :)

Aralik basinda artik donemin sonu geldi catti. Bir yandan son haftalardaki dersleri toparlayabilme telasi, obur yandan donem sonu calismalarinin teslim zamanlari. Tabii yine cok buyuk gerginlikler yasadim, uzun sure uykusuz zamanlar gecirdim. Cok fazla emek vererek sasirtici sekilde iki dersimin donem sonu calismalarini kisa gecikmelerle yetistirebildim. Bu arada kis cok okkali bir bicimde bastirdi ve yogun bir sekilde kar yagmaya basladi. Hem benim hem Seren'in derslerinin bitmesi ile once bir muddet eve kapandik, daha sonra da uc bes gun butun gunumuzu kutuphanede gecirmeye basladik. Sonra donem resmi olarak sona erdi ve final donemi 24 saat calisan kutuphane dahil neredeyse tum birimler tatile girdi. Ben ise son calismami henuz bitirememistim.

Tatil planimiz yine Seren'in Long Island'daki ailesinin yanina gitmek ve bu sefer vaktimiz daha bol oldugu icin uzun uzun gezmekti. En cok gerceklestirmek istedigimiz etkinliklerden biri de yilbasina Times meydaninda girmekti. Daha onceki New York sehri ziyaretlerimizin en masrafli yani yolculuk oldugu icin, bu seferki yolculugumuzu, bizden daha batida yer alan Syracruse sehrinde okuyan Seren'in kuzeninin oglu ile birlikte yapmaya niyet etmistik. Kurt da okullarin kapanmasini takiben bizi evimizden alip hep beraber kalacagimiz Aneannesinin evine kadar goturmeyi kabul etti. Tabii benim calismam bitmedigi icin malzemelerimi yanima alarak orada da calismaya devam etmem gerekiyordu.

Long Island'da ki evimiz bu sefer cok kalablikti. Evin normal nufusunun uzerine hem bizler hem de noel bayrami sebebi ile tatil yapan ve birlikte vakit gecirmek isteyen ahalinin baska arkadaslari da eklenmisti. Neyse ki biz salona yakin, ayri bir odada kaliyorduk ve ben geceleri insanlar yattiktan sonra calismaya devam edebildim. Bir de Lynbrook muhitindeki, Turkiye'deki degme universite kutupanesinden daha keyifli ve daha guzel ders calisilabilen halk kutupanesine gittim bir kac gun. Ancak calismalarim uzadikca Seren de evde oturmaktan sikildi dogal olarak. Turkiye'deki adetim uzere, hic sonu gelmeyecek bir yazma surecine girmis oldugumdan korkuyordu.. Neyse ki bu son calismami da sag saglim sonlandirdim ve yilbasina Times meydaninda girme hayalimizi, sikintili bir sekilde de olsa gerceklestirebildik.

Takip eden bir hafta boyunca hem Connecticut'da kalan arkadasimiz Neslihan Ozturk ve alisesini ziyarete gittik, hem de Manhattan'da bol bol gezme imkani bulduk. Tabii buyuk sehre doyum olmaz elbette.. Ustelik New York'da sayisiz tursitik etkinlik de var. Ama artik Long Island camiasina daha fazla yuk olmadan evimize donemeye karar verip, iki kar firtinasi arasi yakaladigimiz bir boslukta memleketimize donduk. Simdi okullarin acilmasina bir hafta daha var. Yazinin basinda belirttigim gibi bu evde gecirecegimiz iki haftayi yogun bir calisma temposu ile kullanmayi umuyordum ama genel temaya uygun olarak, olaylar yine bekledigim gibi gerceklesmedi. Bakalim, belki onumuzdeki hafta guzel bir takim calismalar ortaya koyabilirim :)

Iste elektronik iletiler uzerinden gorustugumuz kiminizin zaten bildigi, ama merak edip de ilgi gosteren tum dostlarim icin derli toplu da bir oyku olarak gectigimiz uc ayda yasadiklarimiz bunlar. Bunlar icerisinden daha detayli deginmek istedigim konular elbette var. Eger yeni yazilar yayinlamak icin yeterince heves duyup bir de guzel bir sekilde vakit ayirabilirsem, bu olaylar icerisinden kimilerine dair daha derin degerlendirmelerimi de paylasmak istiyorum. Simdilik ozledigim ve beni ozleyen tum arkadaslarima kucak dolusu sevgilerimi gondereyim ve hala beni dost cevresinizde gorerek paylasimlarda bulundugunuz icin tesekkur edeyim isterim.

Haydin saglicakla.. :-D

Cadilar Bayrami icin sacma supan kostum parcalari da aldik ama nihayetinde evde oturup calismaya calismakla ugrastik..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder